top of page
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

AB'den Trump'a Tarife Resti: Yeni Ticaret Savaşının Ayak Sesleri mi?

  • Atilla Albayrak
  • 12 Tem
  • 3 dakikada okunur
ree

Transatlantik Ticaretinde Yeni Bir Kriz

2025 yılının ortasında transatlantik ilişkiler, ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa Birliği (AB) ve Meksika'ya karşı yüzde 30 oranında gümrük tarifesi uygulayacağını ilan etmesiyle yeni bir gerilim sürecine girdi. Bu karar, sadece ikili ticareti değil, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerini, enflasyon dinamiklerini ve siyasi dengeleri de tehdit ediyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in, "AB kendi çıkarlarını savunmakta kararlıdır ve gerekli karşılığı verecektir" çıkışı ise yeni bir "ticaret savaşı"nın fitilini ateşleyebileceği endişelerini beraberinde getirdi.

Trump'ın Tarife Hamlesi: Seçim Ekonomisi mi, Gerçek Korumacılık mı?

Donald Trump, 2016'dan bu yana sürdüdüğü "Amerika Önce" politikalarını yeniden gündeme taşıyor. 2025 yılının seçim atmosferinde bu kararın, iç politikaya yönelik bir hamle olduğu söylenebilir. Trump, Avrupa ve Meksika ile ticaret açığını kapatmayı hedeflediğini belirtiyor ve şöyle diyor:

"Amerika yıllardır adaletsiz ticaretin kurbanı oldu. Bu tarife kararlılığımızın bir göstergesidir."

Ancak AB yetkilileri bu hamleyi "haksız ve tek taraflı" olarak değerlendiriyor. Von der Leyen, görüşmelerin sürdürüldüğü süreçte bu tarz adımlarla masanın devrilmeye çalışıldığını ifade ediyor.

AB'nin Tavrı: "Orantılı ve Hedefli" Karşılıklar

Von der Leyen'in açıklaması, AB'nin pasif kalmayacağını gösteriyor. AB Komisyonu, 1 Ağustos 2025'e kadar Trump'ın geri adım atmaması halinde karşı tedbirleri devreye sokacak. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

  1. ABD'den ithal edilen otomotiv ve tarım ürünlerine ek vergi

  2. ABD merkezli teknoloji ve enerji şirketlerine yasal düzenleme sınırlamaları

  3. WTO nezdinde resmi başvurular ve tahkim süreci

Bu adımlar, AB'nin sadece ekonomik değil, hukuki mecralarda da savaşmaya hazır olduğunu gösteriyor.

Ekonomik Etki: Kim Kaybeder, Kim Kazanır?

Uzmanlara göre ABD'nin bu tarife kararı, kısa vadede Trump'ın tabanını tatmin edebilir ancak uzun vadede her iki tarafa da zarar verir:

  • Türkiye gibi önemsiz gibi görülen 3. taraflar da zarar görebilir, çünkü AB-ABD hattındaki maliyet artışı tüm dünyaya yayılabilir.

  • Otomotiv ve tarım gibi alanlarda fiyatlar yükselecek, bu da tüketiciyi olumsuz etkileyecek.

  • Avrupalı şirketlerin ABD pazarındaki rekabeti azalabilir, bu da iş kaybına yol açabilir.

Jeopolitik Dengeler: NATO, G7 ve Çok Taraflılık Tehdidi

Trump'ın bu politikaları sadece ekonomik bir mesele değil. Avrupa basını, bu tavrın NATO içinde "ekonomik bir çatlak" oluşturma potansiyeline dikkat çekiyor. G7 toplantılarında da Almanya ve Fransa'nın ortak hareket ederek Trump'a karşı "blok diplomasi" yürüteceği tahmin ediliyor.

ree

AB Kamuoyunda Tepki: Dayanışma İçin Fırsat mı?

AB içi kamuoyunda Trump'ın bu adımına tepki oldukça sert. Fransa'da sendikalar ve Alman sanayi temsilcileri "Amerikan dayatmasına boyun eğmemeliyiz" diyerek kamu baskısı oluşturuyor.

Bu durum, AB içinde dağılma değil, birlikteliği tetikleyici bir unsur da olabilir. Brexit sonrası travmanın atlatılmasından sonra, AB'nin yeni bir dayanışma hikayesine ihtiyacı olabilir.

Çin ve Diğer Aktörler: Boşluğu Kim Dolduracak?

ABD ile AB'nin ticaret savaşına girmesi durumunda, çıkan boşluğu kim dolduracak? Bu sorunun en mantıklı cevabı Çin gibi görünüyor. Pekin yönetimi, AB ile "karşılıklı fayda" temelinde daha fazla yakınlaşmayı seçebilir. Bu da Trump'ın stratejisinin, jeopolitik açıdan ters tepebileceği anlamına gelir.

AB'nin Atabileceği Alternatif Adımlar

  1. Yeşil Mutabakat çerçevesinde yeni ABD vergi uygulamaları

  2. ABD'den gelen LNG tedarikinde alternatif kaynaklara yönelme

  3. Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) benzeri anlaşmalardan uzaklaşma

  4. Afrika ve Latin Amerika ile yeni ticaret blokları kurulması

1 Ağustos'a Kadar Kritik Süreç

1 Ağustos 2025, yeni bir ticaret sınavının eşiği olabilir. Trump geri adım atmazsa, AB'nin misillemeleri sadece ABD'ye değil, dünyanın tüm ticaret dengesine etki edebilir. Ursula von der Leyen'in "çok taraflılığı savunma" çağrısı ise bu sürecin diplomasi yoluyla aşılmasının hala mümkün olduğuna işaret ediyor.

Ticaret, sadece ekonomik değil, siyasi bir enstrüman olarak yeniden gündemde. AB ile ABD arasındaki bu yeni kriz, "kurallı ticaret sisteminin" test edildiği bir sürece kapı aralıyor.

© 2025 by EE 

Güncel haberleri kaçırmayın!

Bültenimize abone olun.

bottom of page