İstanbul Depremi Ne Zaman Bekleniyor? Bilimsel Veriler, Haritalar ve Senaryolar
- Atilla Albayrak
- 26 Nis
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 May

İstanbul ve Deprem Gerçeği
Marmara Denizi’nin hemen kuzeyinde, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın en aktif segmentlerinden biri boyunca yer alan İstanbul, 1999 Gölcük Depremi’nden bu yana adeta geri sayımda. Peki İstanbul depremi ne zaman bekleniyor?
1. İstanbul'da Deprem Gerçeği: Neden Bu Kadar Riskli?
İstanbul, jeolojik konumu nedeniyle dünyadaki en yüksek deprem riski taşıyan mega kentlerden biri olarak kabul ediliyor. Bu riskin temelinde ise Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF) yer alıyor. Türkiye’nin en aktif ve en yıkıcı sismik kuşağı olan KAF, doğudan batıya uzanarak Marmara Denizi'nin altından İstanbul’un hemen güneyine kadar ulaşıyor.
Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Marmara Denizi’nin Tehlikeli Dansı
Kuzey Anadolu Fay Hattı, yılda yaklaşık 2-3 cm kayma gösteren aktif bir fay zonudur.
Yapılan modellemelere göre, Marmara Denizi içindeki aktif fay segmentlerinde kırılmamış bölümler olduğu ve bu segmentlerin kırılması durumunda İstanbul’u doğrudan etkileyebilecek 7.2 ila 7.6 büyüklüğünde bir depremin gerçekleşebileceği tahmin ediliyor.
🌍 Bilim İnsanları İstanbul Depremi Hakkında Ne Diyor? Tahminler ve Senaryolar
🧠 Prof. Dr. Depremden sonra hayatta kalanlar 'keşke ölseydik' diyecekler
Prof. Dr. Celal Şengör, İstanbul'da beklenen büyük depreme ilişkin yaptığı açıklamalarla dikkat çekmektedir. Son olarak 23 Nisan 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, İstanbul'da 7 büyüklüğünde bir depremin olasılığının %70'in üzerinde olduğunu belirtti. Şengör, "Depremden sonra hayatta kalanlar 'keşke ölseydik' diyecekler" ifadesiyle, olası bir depremin ardından yaşanabilecek zorluklara dikkat çekti.
🧠 Prof. Dr. Naci Görür: “Zaman Daralıyor”
Türkiye’nin en çok takip edilen yer bilimcilerinden Prof. Dr. Naci Görür, yıllardır Marmara Bölgesi’nde meydana gelecek büyük depreme dikkat çekiyor.
Görür’ün öne çıkan açıklamaları:
Marmara Denizi içindeki fayın, 7 üzeri büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli çok yüksek.
Özellikle Adalar segmenti ve Kumburgaz segmenti, kırılmaya oldukça yakın.
“Bu deprem, sadece denizin içinde olmayacak. İstanbul’un Avrupa Yakası özellikle büyük risk taşıyor.”
“Depremi durduramayız, ama hasarı azaltabiliriz. Zemin-zayıf yapı ilişkisi dikkate alınmalı.”
Prof. Dr. Naci Görür: “Hazırlıklı olursak yıkım azalır”
Türkiye'nin önde gelen yer bilimcilerinden Prof. Dr. Naci Görür, yaptığı açıklamalarda İstanbul’un deprem riski konusunda sık sık uyarılarda bulunuyor. Görür’e göre:
“İstanbul'da yaşayan herkes, büyük bir depremin olacağını bilmeli. Ne zaman sorusundan çok, ne kadar hazırlıklı olduğumuz daha önemli.”
Naci Görür, Marmara Denizi’nin altındaki segmentlerin 1999 depreminden sonra ciddi şekilde stres biriktirdiğini ve İstanbul depremi ne zaman bekleniyor sorusunun cevabının "çok uzak değil" olduğunu sık sık vurguluyor.
🧠 Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: Alternatif Yaklaşım
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise, ana akım görüşlerden farklı olarak Marmara’da yakın zamanda büyük bir kırılma beklenmediğini savunuyor. Ona göre:
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Marmara kolu daha önce kırılmış olabilir.
Kumburgaz segmentiyle ilgili riskler abartılıyor.
Ancak yine de yapı stoku ve zemin kalitesine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Bu görüş, azınlıkta olsa da kamuoyunda yankı uyandırıyor.
🧠 Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nin Öngörüleri
Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü, İstanbul depremini sürekli modelleyen ve analiz eden en yetkin kurumlardan biri. Kurumun çalışmalarına göre:
Marmara’da kırılması beklenen fay segmentleri, 6.9 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeline sahip.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'nin yayımladığı çalışmalara göre, İstanbul’da 2030 yılına kadar büyük bir deprem olma olasılığı %64. Bu oran, 2040 yılına kadar %75’e, 2050 yılına kadar ise %95’e kadar çıkıyor. Bu, her geçen yıl tehlikenin daha da büyüdüğü anlamına geliyor.
2000’li yıllardan bu yana sismik boşluk (seismic gap) oluştuğu ve bu durumun gerilim birikimini artırdığı belirtiliyor.
İstanbul'da 50 yıl içinde büyük bir deprem olma olasılığı %64 ila %75 arasında.
🧠 AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) Tahminleri
AFAD, İstanbul için Senaryo Deprem Analizi hazırlayarak kamuoyu ile paylaştı. Bu senaryolara göre:
7.5 büyüklüğünde bir deprem olursa,
120 bin bina ağır hasar alacak,
30 binden fazla can kaybı olabilir,
1 milyona yakın kişi evsiz kalabilir.
Özellikle Avcılar, Küçükçekmece, Zeytinburnu, Esenyurt gibi ilçeler büyük zarar görebilir.
📈 Uluslararası Araştırmalar ve Simülasyonlar
Dünyanın çeşitli üniversiteleri ve araştırma kurumları da İstanbul’u mercek altına almış durumda. Özellikle Japon ve Amerikan bilim insanları:
İstanbul’un jeolojik yapısını,
Fay hatlarının deniz altı hareketlerini,
Yüzey deformasyonlarını sürekli izliyor.
USGS (ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu) ve JICA (Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı) İstanbul’u, “dünyanın en yüksek riskli metropollerinden biri” olarak tanımlıyor.
🧩 İstanbul Depremleri ve Şiddetleri: Tarih Tekerrür Edebilir mi?
Bilim insanları sadece geleceği değil, geçmişi de inceler. Çünkü İstanbul depremleri ve şiddetleri, belirli aralıklarla tekrarlayan bir döngü gösterir:
Tarih | Deprem Büyüklüğü | Etki Alanı |
1509 | ~7.2 | “Küçük Kıyamet” |
1766 | ~7.5 | Büyük Marmara Depremi |
1894 | ~7.0 | İstanbul’da ağır yıkım |
1999 | 7.4 | Gölcük Depremi (dolaylı etki) |
2. Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Marmara Segmenti
Türkiye'nin en tehlikeli sismik kuşağı olan Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), doğudan batıya uzanan yaklaşık 1.600 km uzunluğunda büyük bir transform faydır. Bu fay, Asya ile Anadolu levhaları arasındaki sınırda yer almakta ve levhalar arasındaki gerilimin birikmesiyle yıkıcı depremlere yol açmaktadır.
İstanbul açısından asıl tehdit, KAF’ın Marmara Denizi içerisindeki segmentleridir. Uzmanlar, İstanbul’un hemen güneyinden geçen bu deniz altı fay hatlarının, kentin doğrudan etki alanında olduğunu ve bir kırılma durumunda büyük bir yıkıma neden olabileceğini belirtmektedir.
Marmara Segmentleri ve Kırılma Olasılığı
Marmara Denizi'nde yer alan fay segmentleri, 1999 Gölcük Depremi sonrasında batıya doğru enerji transferi yapmış ve İstanbul’a komşu bu segmentlerin üzerindeki gerilimi artırmıştır. Özellikle aşağıdaki üç segment dikkat çekmektedir:
Adalar Segmenti: İstanbul’un Anadolu Yakası’na yakın konumdadır. Potansiyel kırılma durumunda Kadıköy, Maltepe ve Kartal gibi ilçeler etkilenebilir.
Orta Marmara Segmenti: Bu segmentin kırılması durumunda, İstanbul'un her iki yakası da ciddi şekilde etkilenebilir.
Tekirdağ Segmenti: Batıya doğru yerleşmiş olmasına rağmen, olası bir kırılma domino etkisi yaratabilir.
Bilimsel modellere göre bu segmentlerin her biri, İstanbul depremi ne zaman olacak sorusuna dair önemli ipuçları taşımaktadır. Yapılan simülasyonlar, bu segmentlerin 7.2 ile 7.6 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeli taşıdığını göstermektedir.
1999 Depremi Sonrası Tehlike Daha da Arttı
17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi, KAF’ın doğu kısmında büyük bir kırılmaya neden olmuştu. Ancak Marmara Denizi’ndeki segmentler kırılmamış olarak kaldı. Bu durum, bölgedeki enerji birikiminin hâlâ büyük oranda mevcut olduğunu ve “bir sonraki büyük depremin” Marmara’da gerçekleşme ihtimalini artırıyor.
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi gibi kurumların yayımladığı raporlarda, Marmara’daki segmentlerin kırılma olasılığı önümüzdeki 30 yıl içinde %65 ile %75 arasında gösteriliyor.
Bu da, İstanbul depremi ne zaman bekleniyor sorusuna verilecek bilimsel cevabın, belirli bir tarih olmasa da “yakın gelecekte kaçınılmaz” olduğu yönündedir.
Sismik Boşluk Teorisi ve İstanbul
Sismik boşluk (seismic gap) kavramı, uzun süredir kırılmayan ve enerji biriktiren fay segmentlerini tanımlar. Marmara Denizi altındaki segmentler, tam da bu tanıma uymaktadır. Bu segmentlerin yüzyıllardır büyük bir kırılma geçirmediği ve ciddi bir sismik boşluk oluşturduğu düşünülmektedir.
Bu durum, İstanbul ve çevresini ciddi bir risk altına sokmaktadır çünkü:
Fay hattı, yüzeye oldukça yakın (15-20 km).
Enerji birikimi maksimum düzeyde.
Bölge, yüksek yapılaşma ve nüfus yoğunluğuna sahip.
Tüm bu etkenler bir araya geldiğinde, İstanbul deprem risk haritası üzerinde Marmara Denizi çevresi en yüksek riskli bölge olarak karşımıza çıkar.
3. Tarihsel İstanbul Depremleri ve Şiddetleri
Bizans dönemine ait arşivlerde de, İstanbul’da M.S. 4. yüzyıldan itibaren çok sayıda deprem yaşandığı kayıt altına alınmıştır. Özellikle M.S. 447, 557 ve 740 yıllarındaki depremler, surların ve kiliselerin yıkılmasıyla sonuçlanmıştır. Osmanlı arşivlerinde de 1509 ve 1766 depremleri ayrıntılı olarak yer almaktadır.
“İstanbul'da yaklaşık her 200-250 yılda bir yıkıcı deprem meydana gelmektedir.”
Bu durum, günümüzde yaşadığımız “görece sakin” dönemin sonlarına yaklaşmış olabileceğini düşündürmektedir.
Son Yıllarda Yaşanan İstanbul Depremleri
Günümüzde sık sık meydana gelen küçük ve orta büyüklükteki depremler, İstanbul çevresindeki sismik aktivitenin canlı olduğunu göstermektedir. Özellikle aşağıdaki son olaylar dikkat çekicidir:
2019 Silivri Depremi: 5.8 büyüklüğünde olan bu deprem, kısa süreli panik yaratmış ve birçok okulda tahliye yapılmıştır.
2020 Marmara Ereğlisi Depremi: 4.7 büyüklüğündeki bu deprem, bölgedeki gerilim birikiminin devam ettiğini gösterdi.
İstanbul deprem son dakika haberlerinde sık sık görülen bu tür sarsıntılar, halkın dikkatini tekrar büyük depreme çekmektedir.
İstanbul Depremleri ve Şiddetleri: Ne Öğretiyor?
Tarihsel depremler incelendiğinde ortaya çıkan ortak gerçekler şunlardır:
Marmara bölgesi düzenli aralıklarla büyük depremler üretmektedir.
Yıkıcı depremler, özellikle sahil kesimlerinde daha etkili olmaktadır.
Tarihsel döngü incelendiğinde, yeni bir büyük deprem için kritik zaman dilimindeyiz.
Yoğun Nüfus ve Eski Yapı Stoku: Riski Katlayan Unsurlar
İstanbul’da yaklaşık 1.2 milyon yapı bulunuyor ve bunların yüzde 70’inden fazlası 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş.
İstanbul deprem haritası incelendiğinde, özellikle Avrupa Yakası’nın batısı ile Anadolu Yakası’nın kıyı bölgeleri yüksek riskli alanlar olarak öne çıkıyor.
İlçelere Göre Deprem Riski: Yüksekten Düşüğe
🔴 Yüksek Riskli Bölgeler (Zayıf Zemin + Fay Hattına Yakınlık):
Avcılar
Küçükçekmece
Bakırköy
Beylikdüzü
Zeytinburnu
Silivri
Esenyurt
Fatih (Sahil Kısmı)
Kartal (Kıyıya yakın alanlar)
Bu ilçelerde yer alan çok katlı, eski yapıların büyük risk altında olduğu sıkça vurgulanmaktadır. Özellikle Avcılar ve Küçükçekmece, hem 1999 Gölcük Depremi’nde zarar görmüş hem de zemin açısından en zayıf bölgeler arasında yer almaktadır.
🟡 Orta Riskli Bölgeler (Karışık Zemin + Yapı Yoğunluğu):
Üsküdar
Kadıköy
Bayrampaşa
Bahçelievler
Maltepe
Başakşehir
Şişli
Kağıthane
Bu ilçelerde zemin bazı bölgelerde iyi, bazı bölgelerde zayıftır. Yapı kalitesi ve yüksek katlı binaların durumu, risk düzeyini artırabilir.
🟢 Göreceli Olarak Düşük Riskli Bölgeler (Sağlam Zemin):
Beşiktaş
Sarıyer
Beykoz
Çekmeköy
Arnavutköy
Tuzla (iç kesimleri)
Pendik (yüksek alanlar)
Bu bölgeler daha çok kaya zemin üzerine kurulu oldukları ve denize uzak oldukları için sarsıntıyı daha az şiddetle hissedebilirler. Ancak bu durum hiçbir şekilde risksiz anlamına gelmez. Fay hattının Marmara açıklarında olduğu ve büyük depremlerin geniş alanlara zarar verebileceği unutulmamalıdır.
Sonuç olarak “İstanbul depremi ne zaman bekleniyor?” sorusunun cevabını sadece zaman değil, bilim belirleyecek.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), AFAD, MTA, USGS ve Japonya’daki Tokyo Üniversitesi gibi birçok bilim kurumu tarafından yürütülen çalışmalarda aşağıdaki ortak görüşler öne çıkıyor:
İstanbul’da büyük bir deprem bekleniyor.
Bu depremin büyüklüğü 7.0 ile 7.6 arasında olabilir.
Olası bir deprem önümüzdeki 30 yıl içinde yüksek olasılıkla gerçekleşecek.
Marmara Denizi’nin altındaki fay segmentleri kırılma eşiğine çok yakın durumda.
İlgili Yazılar:
Comments