top of page
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

Yunanistan’dan Girit Açıklarına Savaş Gemisi Hamlesi: Türkiye ve Libya’ya Karşı Enerji ve Göç Gerilimi Tırmanıyor

  • Atilla Albayrak
  • 3 gün önce
  • 4 dakikada okunur

Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis’in Avrupa Konseyi Zirvesi öncesi yaptığı çıkış, Doğu Akdeniz’de gerilimi yeniden tırmandırdı. Mitsotakis, Libya’dan artan düzensiz göç akınını gerekçe göstererek, Girit’in güneyindeki uluslararası sulara üç savaş gemisi gönderileceğini duyurdu. Ancak uzmanlara göre Yunanistan’ın bu kararı, göçten ziyade Türkiye’nin Libya ile yürüttüğü deniz yetki anlaşması ve enerji işbirliğine karşı bir jeopolitik mesaj niteliği taşıyor.

Avrupa Konseyi’nin sonuç bildirgesine, Türkiye ile Libya arasındaki 2019’da imzalanan deniz yetki mutabakatının “üçüncü ülkelerin egemen haklarını ihlal ettiği, deniz hukukuna aykırı olduğu ve hukuki sonuç doğuramayacağı” yönündeki ifadelerin dahil edilmesi, Atina’nın Brüksel’de diplomatik zaferi olarak yorumlandı. Başbakan Mitsotakis, AB’den Yunan tezlerine güçlü destek alırken, Türkiye-Libya hattında ise tansiyon giderek yükseliyor.


⚓ Türkiye-Libya Mutabakatı ve Girit’in Güneyindeki Çakışma

Yunanistan, Türkiye’nin Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) ile 2019’da imzaladığı ve 2022’de güncellediği deniz yetki alanı mutabakatının, Girit Adası’nın güneyinde kendi ilan ettiği münhasır ekonomik bölge (MEB) ile çakıştığını iddia ediyor. Ankara ise bu mutabakatla Türkiye’nin Akdeniz’de kıta sahanlığı haklarını koruduğunu savunuyor.

Mitsotakis’in savaş gemisi sevkiyatı kararı, Yunanistan’ın Girit’in güneyinde fiili durum yaratma hamlesi olarak görülüyor. Yunan medyasına göre, iki fırkateyn ve bir destek gemisinden oluşan filonun uluslararası sularda devriye gezeceği ve insan kaçakçılığı yapan tekneleri geri çevirmeye odaklanacağı açıklandı. Ancak hem Avrupa basını hem de bölgesel analistler, bu adımın göçten çok enerji ve deniz yetki alanlarıyla ilgili olduğu görüşünde birleşiyor.

🌍 Uluslararası Basından Yorumlar: Göç Bahane, Enerji ve Deniz Yetki Mesajı

Reuters, Yunanistan’ın göçmen teknelerini geri döndürme iddiasını öne çıkarsa da, haberde Yunan savaş gemilerinin konuşlandığı bölgenin Libya-Türkiye deniz mutabakatının merkezine denk geldiğine dikkat çekti. Euronews ise bu sevkiyatın kaçakçılara ve Trablus yönetimine doğrudan bir mesaj olduğunu yazdı.

Greek Reporter kaynaklı analizlerde ise özellikle Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) Libya açıklarında yürüttüğü sismik ve sondaj faaliyetlerine işaret edildi. Haberde Yunanistan’ın Girit güneyindeki hidrokarbon potansiyelini kaybetme endişesi taşıdığı, ABD’li Chevron ve ExxonMobil gibi dev şirketlerin Türkiye-Libya hattı nedeniyle yatırım kararlarını ertelediği bilgisine yer verildi.

🔎 Türkiye’nin Libya’daki Enerji Planları: Teknik Detaylar ve Potansiyel

TPAO’nun Libya açıklarında UBH ile imzaladığı anlaşma, 4 ayrı offshore blokta sismik araştırma ve derin deniz sondajını kapsıyor. Söz konusu bloklar, Zaviye Limanı’ndan Tunus sınırına uzanan batı Libya kıyılarının açıklarında, su derinliğinin 600 ila 2000 metre arasında değiştiği deniz sahalarını içeriyor. Oruç Reis ve Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemileri, bölgede 2D/3D veri toplayarak potansiyel rezerv alanlarını belirliyor.

Teknik analizlere göre, kuyu derinliklerinin 3500-5000 metreye ulaşması öngörülüyor ve TPAO’nun hedefi, en geç 2026’ya kadar iki derin deniz kuyusu açarak ticari rezerv bulmak. Bölgede Sirte Havzası’nın batı uzantısında 1-2 milyar varil aralığında rezerv olabileceği tahmin ediliyor.

💰 Türkiye Ekonomisine Muhtemel Etkiler: Cari Açık ve Enerji Bağımsızlığı

Libya açıklarında ticari rezerv bulunması halinde, Türkiye’nin yıllık enerji ithalat faturasında 1-2 milyar dolarlık azalma gerçekleşebilir. Uzun vadede bu miktar 5-10 milyar dolara kadar çıkabilir ve cari açık üzerinde kalıcı bir iyileşme yaratabilir. Ayrıca Libya’dan sağlanacak yeni kaynaklar, Türkiye’nin İran, Rusya, Azerbaycan gibi mevcut tedarikçilere olan bağımlılığını azaltarak enerji güvenliğini artırabilir.

Petrokimya ve rafineri sektörlerinde hammadde maliyetini düşürecek bu potansiyel, ihracatçı sektörlerde rekabet avantajı yaratabilir. Ancak Libya’daki siyasi istikrarsızlık, milis grupların etkisi ve olası deniz yetki ihtilafları, projelerin devamlılığı için en büyük risk unsurları olarak öne çıkıyor.

⚖️ AB’nin Yaptırım Senaryoları: Sembolik mi, Gerçekçi mi?

Avrupa Konseyi sonuç bildirgesindeki sert ifadeler, Yunanistan’ın AB’den beklediği desteğin işaretini verdi. Ancak uzmanlar, AB’nin Libya’daki deniz faaliyetleri nedeniyle Türkiye’ye yönelik geniş kapsamlı ekonomik yaptırımlar uygulama ihtimalini zayıf görüyor. Bunun yerine, olası senaryolar arasında sembolik bireysel yaptırımlar (TPAO yöneticilerine, sondaj gemilerine) ve uluslararası forumlarda diplomatik baskı girişimleri öne çıkıyor.

Geniş kapsamlı enerji yaptırımları veya Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin askıya alınması ise AB içindeki çıkar ayrılıkları, Ukrayna savaşı nedeniyle Türkiye’ye duyulan stratejik ihtiyaç ve göç krizine karşı Ankara’nın kilit rolü nedeniyle düşük olasılık olarak değerlendiriliyor.

⚓ Türkiye’nin Karşı Stratejileri: Sahada Fiili Durum, Diplomatik ve Ekonomik Hamleler

Türkiye, sahada fiili durum yaratmak için sismik ve sondaj çalışmalarını hızlandırabilir, Türk donanmasıyla enerji gemilerini koruma altına alabilir. Ayrıca Libya’daki UBH yönetimiyle siyasi ve askeri işbirliğini güçlendirerek Trablus’un meşruiyetine destek verebilir. Ankara, enerji projelerine Katar veya BAE gibi üçüncü ülkelerden finansman sağlayarak AB’nin olası yaptırımlarının etkisini azaltma planları da yapıyor.

Bunun yanında Türkiye, göç anlaşmaları üzerinden AB’ye karşı en önemli kozlarından birini kullanabilir ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinde Brüksel’i daha temkinli adımlar atmaya zorlayabilir.

🏛️ Libya’da İç Siyasete Etkisi: UBH’yi Güçlendiren, Hafter’i Rahatsız Eden Bir Süreç

Libya’da Türkiye’nin enerji projeleri, Trablus merkezli UBH hükümetinin elini güçlendirirken; doğudaki Halife Hafter ve destekçileri (Rusya, Mısır, BAE) için rahatsızlık kaynağı haline geliyor. Hafter kanadı, Türkiye’nin Libya’daki varlığını “egemenlik devri” olarak nitelendirerek propaganda aracı yapıyor. Bu durum, iç cephede kutuplaşmayı artırırken barış ve seçim süreçlerini de zorlaştırıyor.

Libya’da kalıcı istikrar sağlanamadıkça, Türkiye’nin sahadaki enerji projeleri de sürekli güvenlik riskine maruz kalıyor. Sirte-Cufra hattı gibi kırmızı çizgiler, Mısır tarafından savunulurken; UBH ve Türkiye, batıda fiili kontrol alanlarını korumaya odaklanıyor.

🛢️ Libya’daki Diğer Aktörlerin Tutumu: Rusya, Mısır ve BAE

Rusya, Hafter’i destekleyerek Libya’nın doğusunda kalıcı nüfuz sağlamaya çalışıyor. Mısır, Hafter’e siyasi ve askeri destek verirken, Türkiye’nin Trablus’taki varlığını dengelemeye gayret ediyor. BAE ise Libya’daki askeri ve mali desteğini, Türkiye’nin Akdeniz’de yayılmasını önlemek için kullanıyor. Türkiye-Mısır ve Türkiye-BAE ilişkilerinde son dönemdeki normalleşme adımlarına rağmen, Libya sahasında bu aktörlerin çıkar çatışmaları sürüyor.

🧭 Uzmanların Değerlendirmesi: Yeni Dönemde Enerji-Jeopolitik Rekabet

Uzmanlar, Yunanistan’ın savaş gemisi sevkiyatının göç krizinden ziyade Doğu Akdeniz’de Türkiye-Libya enerji işbirliğini hedef aldığını belirtiyor. Ankara’nın sahada varlığını sürdürmesi durumunda AB’nin sembolik yaptırımlar dışında etkili bir adım atmasının zor olacağı vurgulanıyor. Türkiye’nin enerji projelerinde başarılı olması, hem enerji bağımsızlığı hem de Doğu Akdeniz’deki stratejik pozisyonu için büyük avantaj sağlayabilir.

Ancak Libya’da istikrarın sağlanamaması, iç savaşın yeniden alevlenmesi veya uluslararası baskının artması, Türkiye’nin planlarını sekteye uğratabilecek en önemli risk faktörleri olarak öne çıkıyor.

📅 Son Gelişmelerin Kronolojisi

Tarih

Gelişme

Aralık 2019

Türkiye-Libya deniz yetki mutabakatı imzalandı

2022

Mutabakat enerji alanında genişletildi, yeni blok lisansları verildi

Haziran 2025

Libya UBH, Yunanistan’ın adımlarına tepki göstererek Yunan elçiyi çağırdı

27 Haziran 2025

Mitsotakis, 3 savaş gemisinin Girit güneyine gönderileceğini açıkladı; AB zirve bildirgesinde mutabakat “hukuksuz” ilan edildi

🔎 Sonuç

Yunanistan’ın göç krizini gerekçe göstererek Girit güneyine savaş gemileri sevk etmesi, aslında Türkiye-Libya deniz yetki mutabakatına ve enerji projelerine karşı atılmış jeopolitik bir hamle olarak okunuyor. Türkiye ise sahada sismik ve sondaj çalışmalarını sürdürerek fiili durum yaratmayı, UBH ile ilişkileri güçlendirerek bölgedeki varlığını pekiştirmeyi hedefliyor.

Önümüzdeki dönemde Türkiye-Libya işbirliği, Doğu Akdeniz enerji paylaşımı ve AB’nin olası yaptırımları, bölgedeki tansiyonun belirleyici başlıkları olmaya devam edecek.

Comments


© 2025 by EE 

Güncel haberleri kaçırmayın!

Bültenimize abone olun.

bottom of page