top of page
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

Topraktan Geldi, Toprağa Döndü: Halis Toprak Hayat Hikayesi

  • Damla Akarsu
  • 1 gün önce
  • 3 dakikada okunur
Halis Toprak, Diyarbakır doğumlu iş insanı, Toprak Holding kurucusu

Halis Toprak Hayat Hikayesi

1. Toprağın İçinden Doğan Bir Çocuk

1938’in baharında, Diyarbakır’ın Lice ilçesinin taş evlerinden birinde, rüzgârla savrulan toprak tozlarının arasında doğdu Halis. Buğday sarısı saçlarının arasına karışan ilk şey yoksulluktu. O yıl yağmurlar az yağmış, toprak çatlamış, insanlar dua etmeye başlamıştı. O günlerde doğan çocuklar, ya kuraklığa boyun eğmeyi öğrenir ya da çölün ortasında vahalar yaratmayı.

Halis, ikinci yolu seçenlerdendi.

Babasını küçük yaşta kaybettiğinde henüz dünyayı tam tanımamıştı. Ama “yetim” kelimesinin ne anlama geldiğini daha o yaşta ezberledi. Annesi, elindeki her şeyi satarak çocuklarını yaşatmaya çalışan bir Anadolu kadınıydı. Sırtında odun, elinde yoğurt kovasıyla köy pazarına yürüyen bir kadının gölgesinde büyüdü. Çocukluğu, top oynamaktan çok çamur sıvamayı, uçurtma yapmaktan çok ekmek taşımayı bildi.

Lice'nin dar sokaklarında ayaklarına batan taşları sayarak yürürken, gözleri göğe dönüktü. İçinden hep aynı dua geçerdi: “Allah’ım, bana da bir yol göster.”


2. İstanbul: Tahtakale’nin Tozlu Merdivenleri

Henüz on beşine varmadan, cebinde birkaç lira, kalbinde ise koca bir memleketin hasretiyle İstanbul’un yolunu tuttu. Tahtakale’nin dar sokaklarında, sabahın köründe dükkan kepenkleri açılırken, o bir kenarda beklerdi. İlk işi, çaycılık. Ardından hamallık. Sonra bir esnaf ona “Senin gözlerin iş gözü” deyip yanında çalışmasına izin verdi.

İstanbul sertti. Soğuktu. Yalnızlık buradaki ekmeğin içine sinmişti. Ama Halis, ekmeğin kokusunu değil, nasıl yapıldığını öğrenmeye çalıştı. Deri ticaretine girdi. Sonra ithalat, sonra yurt dışına küçük partilerle mal gönderme... Ve sonra bir sabah, kendi adını taşıyan ilk şirketin kağıtlarını elinde tuttuğunda gözleri doldu.

Bu şehir ona “Sen kim oluyorsun?” diye sormuştu. O da "Halis Toprak oluyorum" diye cevap verdi.



3. Toprak Holding: Adını Koyduğu Gelecek

1977 yılıydı. Artık işler büyümüş, atölyeler fabrikalara, defterler muhasebe sistemlerine dönüşmüştü. Ve o gün, şirketin tabelasına “Toprak Holding” yazıldı. Adıydı bu; toprağın çocuğu olduğunu unutmayan bir adamın imzasıydı.

Toprak Seramik, o yıllarda Anadolu’dan çıkan en güçlü sanayi yatırımlarından biri oldu. Ardından Toprakbank kuruldu. O artık sadece sanayici değil, bir iş imparatoruydu. Ardında medya grubu, cam ve inşaat fabrikaları, kiremit ocakları, oteller, gemiler… Tüm Türkiye onun adını konuşuyordu.

Ama Halis Toprak için en büyük servet, yaptırdığı okullardı. Anadolu’da okuma hayali kuran çocuklara burs verdi. “Ben okuyamadım, başkaları okusun,” derdi. Her okulun temelinde bir çocukluk hayalinin izi vardı.


4. Gücün Yalnızlığı ve Medya Saltanatı

Artık televizyon ekranlarında boy gösteriyor, gazetelerde manşet oluyordu. Yani, Halis Toprak Hayat Hikâyesi sahibi olmuştu. Holdingin sahibi olmanın yanı sıra, Türkiye'nin en çok izlenen televizyon kanallarından birini de kontrol ediyordu. Artık bir “medya patronu”ydu.

Ama güç, yalnızlıkla birlikte gelir. Halis Toprak, sahip olduğu binalarda yalnızlaşmaya başladı. Etrafındaki insanlar artık dost değil, çıkar ortaklarıydı. Paranın sıcaklığı, insan sıcaklığının yerini alamazdı.

Ve sonra... Fırtına başladı.


5. Kriz ve Çöküş: Banka Batar, İnsan Yıkılır

2001 Türkiye ekonomik krizi, sadece finans dünyasını değil, Halis Toprak’ın imparatorluğunu da sarstı. Toprakbank, TMSF’ye devredildi. Gazeteler, televizyonlar, binalar, fabrikalar… Hepsi bir bir elden çıktı.

O dönemde, bir gazeteci ona “Ne hissediyorsunuz?” diye sorduğunda şu cevabı verdi:

“Ben bunların hepsini sıfırdan yaptım. Gerekirse yine yaparım. Ama insanın adı yıkılırsa, onu inşa etmek daha zordur.”

İstanbul artık onun şehri değildi. Kulağına fısıldayan dostlar susmuş, dillerini çıkarıp bakanlar çoğalmıştı. Bir sabah, Toprak ailesi tüm manşetlerdeydi. Ama bu kez servetleriyle değil, borçlarıyla…

6. Nice’de Bir Şato: Sürgün ve Sükûnet

Türkiye’den uzakta, Fransa’nın güney sahillerinde bir şato satın aldı. Nice’in kıyılarında, lavanta kokularının sardığı o büyük evde sessizliğe sığındı. Türk basını “Toprak şatoda yaşıyor” diye yazarken, o pencereden dışarı bakıp içinden hep aynı cümleyi geçiriyordu:

“Bu topraklar bana ait ama ben bu topraklara ait değilim.”

Şatonun her odasında geçmişinden bir gölge geziniyordu. İstanbul’da kurduğu fabrika makinelerinin sesi, Diyarbakır’da annesinin yaktığı tandırın buğusu, Toprakbank’ın girişindeki döner kapının uğultusu...

Gözleri yaşlandıkça, ruhu gençliğine döndü. Halis Toprak artık şato sahibi bir adam değil, yoksul bir çocuğun hatırasına sığınan bir ihtiyardı.

7. Dönüş: Son Durak Anadolu

2011 yılında Türkiye’ye döndü. Artık hastaydı. Sakin ve gösterişsiz bir hayatı tercih etti. Ama geçmiş peşini hiç bırakmadı. Varlıklı günlerinin gölgesi hâlâ yürüdüğü her kaldırım taşına sinmişti. Kendisiyle barışmak için sık sık çocukken yürüdüğü topraklara gitmek istedi. Anadolu’yu dolaştı. Okullarını, camilerini, kurduğu çiftlikleri ziyaret etti.

Ve vasiyetini yazdı.

Dedi ki:

“Benim adımı binalar değil, o okuyan çocuklar yaşatsın.”

8. Veda: Toprağa Verilen Toprak

3 Ocak 2016 tarihinde, İstanbul’da hayata gözlerini yumdu Halis Toprak. Cenazesi, yıllar önce terk ettiği Diyarbakır’a götürüldü. Lice’nin topraklarına gömüldü. Adını taşıyan toprak, onu son kez kucakladı. Halis Toprak Hayat Hikâyesi son buluyordu.

Cenazede az insan vardı. Devlet erkanından kimse görünmedi. Ama uzaktan, sessizce gelen bir çocuk vardı. Bir zamanlar onun bursuyla okumuş, bugün mühendis olmuş bir genç. Eğildi, dua etti. Fısıldadı:

“Teşekkür ederim Halis Bey. Kitaplara borçluyum sizi.”

Son Söz: Toprak, Her Zaman Ana

Halis Toprak’ın hikâyesi, yoksulluktan zenginliğe, zirveden yalnızlığa, fabrikalardan şatolara, sonra da toprağın kendisine dönüşen bir döngüdür.

Çamurla yoğrulan bir çocuğun, hayalini gerçekleştirmekle kalmayıp başkalarına da yol açtığı bir yaşam… Ama sonunda, herkes gibi toprağa karıştı.

Ve belki de en çok orada huzuru buldu.

Comments


© 2025 by EE 

Güncel haberleri kaçırmayın!

Bültenimize abone olun.

bottom of page