top of page
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram

Kanal İstanbul Yıkım Kararı Sonrası İBB'ye Şok Operasyon: Tesadüf mü, Planlı mı?

  • Yazarın fotoğrafı: Medya101
    Medya101
  • 7 gün önce
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 gün önce

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonlar ve Kanal İstanbul hattındaki kaçak yapı yıkım kararı sonrası yaşanan siyasi gerilim.
Kanal İstanbul Yıkım Kararı Sonrası İBB'ye Şok Operasyon: Tesadüf mü, Planlı mı?

24 Nisan 2025 sabahı İstanbul’da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yeni bir operasyon dalgası başlatıldı. Operasyon kapsamında İBB'nin üst düzey bürokratları ve yakın çevrelerinden 53 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.

Operasyonun zamanlaması, İSKİ'nin Kanal İstanbul güzergâhındaki Sazlıdere Barajı havzasında inşa edilen TOKİ konutları için aldığı kaçak yapı ve yıkım kararı sonrasına denk geldi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, bu gelişmenin bir tesadüf olmadığını belirterek sert eleştirilerde bulundu.


Olayın Özeti

  • Operasyon: Sabah saatlerinde İBB'ye ikinci dalga operasyon gerçekleştirildi.53 kişi için gözaltı kararı verilirken; aralarında tutuklanarak görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun özel kalem müdürü, Dilek İmamoğlu'nun abisi, tutuklu Medya A.Ş. Genel Müdürü Murat Ongun'un eşi ve İBB'nin üst düzey bürokratlarının bulunduğu 50 kişi gözaltına alındı.

  • İSKİ Kararı: Bir gün önce İSKİ, Kanal İstanbul güzergâhında kalan Sazlıdere Barajı çevresinde inşa edilen TOKİ konutları için "kaçak yapı" gerekçesiyle yıkım kararı almıştı.

  • CHP'nin İddiası: CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, operasyonun bu yıkım kararına misilleme olarak yapıldığını öne sürdü.

(Referans: Sözcü Gazetesi, 24 Nisan 2025)


🟥 CHP'nin Değerlendirmesi: “Asıl Hedef Kanal İstanbul’suzluk”

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, 24 Nisan sabahı İBB’ye yönelik başlatılan gözaltı dalgasına sert tepki gösterdi. Açıklamasında dört temel başlığı vurguladı:

  • İstanbul’da Üç Kez Kaybettiler: Çelik, iktidarın Ekrem İmamoğlu karşısında üç seçim kaybettiğini hatırlatarak, “Seçimle alamadıkları İstanbul’u işlevsizleştirerek geri almaya çalışıyorlar,” ifadelerini kullandı.

  • Yargının Siyasallaşması: Operasyonların yargı eliyle yürütüldüğünü ve yargının “bir sopa gibi” kullanıldığını belirten Çelik, bunun siyaseti dizayn etme çabasının bir parçası olduğunu söyledi.

  • Kanal İstanbul Misillemesi: Operasyonun zamanlamasının tesadüf olmadığını savunan Çelik, İSKİ’nin Kanal İstanbul hattında inşa edilen kaçak TOKİ konutlarına ilişkin yıkım kararının ardından başlatılan bu operasyonun, İBB’nin çevreci ve şehircilik temelli tavrına karşı bir cezalandırma olduğunu ifade etti.

  • Kayyum Planı: Çelik’e göre, iktidar doğrudan kayyum atayamayacak durumda olduğu için, operasyonlar aracılığıyla İBB’yi işlevsiz hale getirerek benzer bir sonuç elde etmeye çalışıyor.


🔴 Özgür Özel: "Mesele Yolsuzluk Değil, Kanal İstanbul’suzluk"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de operasyonlara ilişkin yaptığı açıklamada, süreci doğrudan siyasi bir hesaplaşma olarak tanımladı.“Mesele yolsuzluk değil, Kanal İstanbul’suzluk. Kanal İstanbul yoksa Tayyip Erdoğan yok” sözleriyle dikkat çeken Özel, operasyonun zamanlamasına da vurgu yaptı. Cumartesi sabahı, yani piyasaların kapalı olduğu bir anda yapılan operasyonun, kamuoyunda ekonomik bir sarsıntı yaratmaması için özel olarak seçildiğini iddia etti.


Özel ayrıca, İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın, TOKİ’ye yıkım kararını içeren yazıyı göndermesinin hemen ardından gözaltına alınmasının, yıkım kararının siyasi faturasının kesildiğini gösterdiğini belirtti. Bu gelişmeleri “milletin iradesine ve İstanbul’un kaynaklarına çökmek” olarak nitelendiren Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a televizyon düellosu çağrısında bulundu: “Eğer Ekrem İmamoğlu'nun suçlu olduğuna milleti ikna ederseniz, siyaseti bırakırım. Ama ikna edemezseniz, siz bırakacak mısınız?”


Kanal İstanbul Tartışmaları ve Sazlıdere Krizi

Kanal İstanbul projesi, uzun zamandır hem çevresel etkileri hem de İstanbul'un doğal yapısını değiştirecek olması nedeniyle ciddi tartışmaların odağında bulunuyor. Özellikle Sazlıdere Barajı çevresi gibi su kaynakları koruma alanlarında yapılan konut projeleri, hem şehir planlaması hem de çevre koruma ilkeleri açısından yoğun eleştiriler alıyor.

İSKİ'nin, bu bölgede yapılan TOKİ konutlarına kaçak yapı işlemi yapması ve yıkım kararı alması, Kanal İstanbul çevresindeki hukuki ve idari gerilimi bir kez daha su yüzüne çıkardı.

Bu kararın hemen ertesi günü İBB’ye yönelik düzenlenen operasyon, siyasi arenada tartışmaların daha da alevlenmesine yol açtı.


İktidar Cephesi Ne Diyor?

Operasyonla ilgili olarak iktidar kanadından yapılan ilk açıklamalarda, soruşturmaların tamamen usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarına dayandığı vurgulandı. İktidara yakın medya organlarında ise operasyon, "belediyede temiz eller" operasyonu olarak sunuldu.

Ancak zamanlama ve hedef alınan kişilerin İBB'ye yakın isimler olması, muhalefet cephesinde bu adımın tamamen siyasi olduğu yönündeki şüpheleri güçlendirdi.


Sonuç

İstanbul'da yaşanan son operasyon, Kanal İstanbul projesinin yarattığı siyasi gerilimin yeni bir yansıması olarak değerlendirilebilir. İBB’nin çevre ve şehircilik ilkeleri çerçevesinde aldığı yıkım kararı ile siyasi baskılar arasında kurulan ilişki, sadece yerel yönetim ve merkezi hükümet arasındaki yetki mücadelesine değil, aynı zamanda İstanbul’un geleceğine yönelik çok daha büyük bir hesaplaşmaya işaret ediyor.

Gelişmeler, önümüzdeki süreçte hem İstanbul’un yönetimi hem de Kanal İstanbul projesinin akıbeti üzerinde belirleyici etkiler yaratacak gibi görünüyor.


İlgili Yazılar:



Comments


© 2025 by EE 

Güncel haberleri kaçırmayın!

Bültenimize abone olun.

bottom of page