Silivri’de Bir Savunma: Ümit Özdağ’dan Erdoğan’a FETÖ ve Tarih Cevabı

Ümit Özdağ'ın Savunması.

Tarihî referanslarla örülü mahkeme savunması, bir siyasetçinin mahkeme salonunda sadece kendisini değil; Cumhuriyet’in kurucu değerlerini ve Türk tarihini de savunduğu çarpıcı bir metne dönüştü.

Ümit Özdağ'ın Savunması: Türk Tarihi, FETÖ ve Atatürk Üzerinden Bir Siyasi Manifesto

1. Dava Gelişmeleri ve Hukuki Süreç

Ümit Özdağ, 19 Ocak 2025’te yaptığı konuşmanın ardından bir gün sonra gözaltına alındı. "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlamasıyla tutuklandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada 30 sayfalık detaylı bir savunma sundu.

2. Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Eleştiri Hakkı

Özdağ, “Cumhurbaşkanına hakaret” düzenlemesinin tarafsız Cumhurbaşkanı modeline dayandığını vurguladı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde bu anlamın yitirildiğini ve Erdoğan’ın hem parti genel başkanı hem de Cumhurbaşkanı kimliğiyle eleştiriden muaf olmadığını savundu. Bu nedenle yapılan eleştirilerin hakaret değil, siyasal değerlendirme olduğunu belirtti.

3. Erdoğan'ın Atatürk Eleştirisine Yanıt

Erdoğan’ın Mersin konuşmasında Atatürk dönemi politikalarını "milletin inancına ve tarihine zarar veren faşizan uygulamalar" olarak nitelemesine karşılık Özdağ, Cumhuriyetin kuruluşunu “ikinci Ergenekon” olarak tanımladı. Atatürk’ün milletin tarihine, inancına ve kültürüne sahip çıktığını ifade etti. Erdoğan’ın bu konuda tarihsel ve siyasal olarak yanıldığını dile getirdi.

4. Haçlı Seferleri ve FETÖ Kıyaslaması

Özdağ, “Son bin yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan ve AKP’nin Türk milletine verdiği zararı vermemiştir” dedi. Bu cümlesinin siyasi bir eleştiri olduğunu, FETÖ’nün bir Haçlı Seferi niteliğinde Anadolu’ya sızdığını belirtti. Erdoğan’ın FETÖ’yü destekleyen açıklamalarını alıntılayarak bu kıyaslamasını savundu.

5. Erdoğan’ın FETÖ İtirafları ve Delil Olarak Kullanımı

Savunmasında Erdoğan’ın "Rabbim ve milletim beni affetsin" sözünü referans gösterdi. FETÖ’ye eğitim, kadro ve referans desteği sağlandığını bizzat Erdoğan’ın kabul ettiğini vurguladı. Bu nedenle FETÖ’nün devlete verdiği zararın sorumluluğunun Erdoğan'a ait olduğunu öne sürdü.

6. Atatürk ve Türk Tarihinde Konumlandırılması

Atatürk’ün, Türk milletinin 850 yıllık geri çekilişini Sakarya’da durduran lider olduğunu vurguladı. Alparslan’dan Mustafa Kemal’e kadar süren tarihi bir direniş çizgisi kurdu. Atatürk’ü “Türk tarihinin Himalayası” olarak tanımladı.

7. Malazgirt ve Miryokefalon’dan Sakarya’ya Türk Direnişi

Türk milletinin Malazgirt ile Anadolu'ya girdiğini, Miryokefalon ile burada kalıcı olduğunu savundu. 1683 Viyana bozgunundan sonra başlayan geri çekilişin, Sakarya’da durdurulduğunu belirtti. Atatürk’ün bu tarihi çizgide Türk milletini yeniden şahlandırdığını ifade etti.

8. Dinler Arası Diyalog ve FETÖ’nün Haçlı Uzantısı Olduğu İddiası

FETÖ’nün Papa ve Vatikan ile ilişkilerine değindi; Vatikan destekli projeleri “post-modern Haçlı Seferi” olarak niteledi. Erdoğan’ın FETÖ’ye desteği, FETÖ’nün dinler arası diyalog misyonu ile birleşince, Türkiye’nin içten kuşatıldığını savundu. Dinî yozlaşma ve gençlerdeki inanç kaybının bunun sonucu olduğunu öne sürdü.

9. Diyanet Yayınlarından Alıntılarla Deizm ve Ateizm Vurgusu

Diyanet’in deizmin artışı konusundaki raporlarını savunmasına delil gösterdi. “Gösterişçi dindarlık” olgusunun, halkın dinden uzaklaşmasına neden olduğunu aktardı. Bu sürecin sorumlusunun, dine zarar veren iktidar politikaları olduğunu savundu.

10. Sığınmacı Politikası ve Selefiliğin Yayılması

Erdoğan döneminde 10 milyona yakın sığınmacı ve kaçağın kontrolsüz şekilde ülkeye girdiğini belirtti. Selefilik ve cihatçı ideolojilerin Anadolu’da yayılmaya başladığını savundu. Bu durumun hem güvenliği hem de milli kültürü tehdit ettiğini iddia etti.

11. Yargılama Sürecinin Siyasal Boyutu

Gözaltına alınışı ve tutuklanmasının hukuki değil, siyasal nedenlerle olduğunu ileri sürdü. “PKK ile müzakereye karşı çıktım, FETÖ’ye teslimiyeti eleştirdim” dedi. Bu yüzden siyasi bir rehine olarak tutulduğunu savundu.

12. Savunmanın Ana Tezi: Eleştiri, Hakaret Değildir

Savunma boyunca her tespitin bir belgeye, Erdoğan’ın kendi sözlerine, Diyanet veya resmi yayınlara dayandığını belirtti. Kendi sözlerinde Erdoğan’ın şahsına değil, eylem ve politikalarına eleştiri yönelttiğini vurguladı. TCK’nın 299. maddesine göre suç unsuru oluşmadığını savundu.

13. Sonuç Talebi: Beraat

Ümit Özdağ, eleştirinin bir yurttaşlık görevi olduğunu belirtti. Atatürk’ün manevi şahsiyetine yönelik saldırılar karşısında sessiz kalmanın da suç olduğunu ifade etti. Bu nedenlerle beraatini talep etti.