Trump’ın Ortadoğu’da ilan ettiği ateşkesin hemen ardından İran, İsrail’i hedef alan bir füze saldırısı gerçekleştirdi. Galile’ye isabet eden füze, bölgede alarm durumunun ilan edilmesine neden oldu. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) müdahaleye hazırlanırken, dünya kamuoyu yeni bir savaş tehlikesine dikkat kesildi.

İran, 23 Haziran 2025’te Katar’daki Al‑Udeid ABD üssüne altı füze fırlatarak Ortadoğu’da tansiyonu yükseltti. Doha’da hava sahası kapatıldı, onlarca uçak yön değiştirildi.

İran Meclisi, Hürmüz Boğazı’nın kapatılması yönünde karar aldı. Nihai karar Ayetullah Ali Hamaney’de. Boğazın kapanması durumunda petrol fiyatlarının 120–130 dolara yükselmesi ve küresel enerji krizinin tetiklenmesi bekleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Fordow, Natanz ve İsfahan’daki İran nükleer tesislerine tarihin en büyük bunker-buster saldırısını gerçekleştirdi.

İran-İsrail savaşı şiddetlenirken İngiltere, Kıbrıs’taki RAF Akrotiri Üssü’ne 14 Eurofighter savaş uçağı ve tanker göndererek bölgedeki askeri varlığını artırdı. Tahran, bu üsleri potansiyel hedef ilan etti. ABD’nin yakıt ikmali ve destek koordinasyonu ihtimali konuşulurken, Kıbrıs hükümeti acil durum planlarını devreye aldı. Yeni cephe genişliyor, dünya diken üstünde.

İsrail’in, İran’ın yeraltındaki Fordo nükleer tesisine düzenlediği saldırılar dünya gündemine oturdu. Ancak IAEA, tesiste ciddi bir hasar olmadığını bildiriyor. ABD’nin “bunker-buster” bombaları gündemdeyken, bölgede diplomatik ve askeri riskler artıyor. İran’ın misilleme ihtimali ve uluslararası tepkiler, yeni bir kriz dönemini işaret ediyor.

ABD’nin “Kıyamet Uçağı” olarak bilinen Boeing E-4B Nightwatch, 19 Haziran’da Washington yakınlarında olağan dışı bir uçuşun ardından iniş yaptı. Uçuşun İran-İsrail gerilimiyle aynı zamana denk gelmesi, bölgesel bir kriz senaryosuna hazırlık veya caydırıcılık mesajı olarak değerlendiriliyor. Uzmanlara göre bu tür uçuşlar, ABD’nin nükleer kriz anında komuta kabiliyetini test ettiği ve aynı zamanda Tahran ile Tel Aviv’e doğrudan stratejik mesaj verdiği anlamına geliyor. E-4B’nin

Trump’ın Hamaney’e yönelik “Yerini biliyoruz, şimdilik öldürmeyeceğiz” açıklaması, uluslararası krize yol açtı. ABD-İran gerilimi yeni bir boyuta taşınırken, dünya basını bu sözleri açık suikast tehdidi olarak yorumladı. İran misilleme sinyali verirken, Avrupa ve BM tansiyonu düşürmeye çalışıyor.

İsrail Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in “Tahran’ı karartma zamanı geldi” açıklaması dünya medyasında geniş yankı uyandırdı. Söz, sadece bir askeri tehdit değil; psikolojik ve ideolojik bir mesaj olarak da okunuyor. İngiliz ve Amerikan medyası olayı manşete taşıdı.

İsrail ile İran arasında tırmanan çatışmalarda onlarca sivil hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. Bat Yam ve Tahran'da konutlar yıkılırken, İran kadın ve çocukların hedef alındığını duyurdu. Enerji altyapıları vuruldu, halk şehirleri terk ediyor. İsrail daha fazla saldırı sinyali verirken, küresel kriz büyüyor.

İsrail’in İran’a yönelik hava saldırılarında 100’den fazla kişi hayatını kaybederken, saldırının İran yönetiminin “saldırı gelmez” yanılgısı nedeniyle bu kadar yıkıcı olduğu ortaya çıktı. Tahran, ABD ile yapılacak nükleer müzakereler öncesi güvenli olduğunu sanıyordu. Hava savunması devre dışı kaldı, üst düzey komutanlar öldürüldü. Tüm tablo bir istihbarat felaketine işaret ediyor.

13 Haziran 2025’te İsrail’in İran’a düzenlediği hava saldırısı, Ortadoğu'da dengeleri değiştirdi. İran’ın misilleme kapasitesi, ABD’nin savunma pozisyonu ve Çin ile Rusya'nın stratejik hamleleri, krizin nereye evrileceğini belirleyecek. Uzmanlar, beş olası senaryoya ve küresel risk haritasına dikkat çekiyor.